22 Temmuz 2010 Perşembe

büyük bir şokla karşılaştım mutfaktaki boş ekmek torbasını gördüğümde...
"ben jackin aldatılmışlık hissiyim"
bu karmaşık düşünceler içinde markete ekmek almaya gittim, giderken saatin geç olması itibariyle "acaba bakkal açık mı açıksa ekmek kalmış mıdır?" sorularının temelinde oluşan gerginlik havasını, marketin sağ köşesinden yaptığım boyun hareketi sonucu ekmeklerin olduğunu görene kadar, taşıdım.
zor bir süreçti benim için...
3 tane koskocaman bitmesi için uzun bir zaman gerektirecek ekmekleri almıştım, evde ne kadar çıldırmışçasına aç olan insan olursa olsun ben doyana kadar ekmeklerin bitme ihtimali yoktu bu durum ben de müthiş bir güven duygusu yaratmıştı.mutluydum...
ekmeği aldığım zaman kendimi bir an için hayatındaki tüm sorumluluklarını yerine getiren adam gibi hissettim evet karnım açtı ve doyurmak için emek sarfdeip ekmek almıştım.
mutfağa kendimden emin adımlarla girerken dolaptaki erzak yığınından sağ kalanları düşünmeye başldım, yaklaşık 4 saat önce eve girdiğim de masanın üstünde başında 2 tane ayıyla mücadele eden yoğurdu hatırladım, acaba tüm varlığını yitirmeden bu mücadeleyi kazanabilmiş miydi?
hızlı bir hamleyle devamlı aralık kalan buzdolabını açtığım zaman, yogurt kabıyla bir anda göz göze gelmiştim...bu durum yüzümde hafif bir ukala sırıtışı takınmama da yardımcı oldu.fakat bu mutluluğun kısa süreceğini tahmin etmiyordum, kapağını açınca sırf en son yiğenin bir sonraki yiyecek olandan küfür yememk için yiyecek olana biraz yoğurt bıraktığını görünce birden "vat da fak haaa?" dedim.bunu söylemem herhangi bir şeyi değiştirmeyecekti bunu zaten neden ingilizce söyledim onu da anlamadım yani tamam amerikan kültürü amerikan kültürü de arkadaşım bi yere kadar yani çok kızdım kendime. biz orta asya çocuğuyuz dedelerimin kemikleri sızladı yaa adam gibi bas küfürünü geç dedem olsa ; 'hemuğa kodumun evlatları eşşeen skini de yiyediniz bari' derdi. delikanlı bi dedeydi benim dede, her neyse bir dahaki sefere de önce davranmazsam sonuç yine aynısı olacaktı yıllardır değişmeyen tek şey buydu.
annemgillerin yengemgillerin memleketten istanbula gurbete çıkmadan evvel peşimizden gönderdiği geniş erzak seçeneklerinin yanında mecitin annesinin göndermiş olduğu, 10 gündür yememe rağmen bir kere merak edip bakmadığım fakat bulaşık deterjanı kutusu olduğunu tahmin ettiğim yaklaşık 5 kiloluk bir kap dolusu, tereyağını da unutmuş değildim, yanıma gelen rakip açların çoğalmasıyla birlikte masa daha da genişledi ve yiycek çeşitleri çoğalmaya başladı...
to be continuos...bak gene yaptım.yok arkadaş yok akıllanmayız biz adam olmaz bizden.insan biraz hatalarından ders alır canım.amerikan kültürü amerikan kültürü de bi yere kadar kardeşim..dedem olsaydı...haha
doei..